bugün

entry'ler (183)

ragbi

milli takımımız estonya'yı iki maçta da mağlup ederek avrupa gelişim liginden güney konferansı 2'ye yükselmiştir. uzun yıllar bir ileri bir geri giderek yerimizde saydığımız ragbide artık başarılar kazanma, avrupa ragbisinde adımızı duyurma zamanımız gelmiştir.

sen balık değilsin ki

mihran tomasyan'ın pek çok ülkede sergilediği performans, gözümüzün önünde acılar çeken, hayatlarını kaybeden insanları görmezden geldiğimizi, trajedileri yok sayarak mutlu olmaya çalıştığımızı ancak bunu yaparak esas suçlunun bizler olduğumuzu gözler önüne seriyor kanımca. fırsat bulunursa kesinlikle görülmeli.

serious sam

özünde yeni bir oyun motorunun test edilmesi için tasarlanan oyun. hayvanlar gibi eğlenceli olmasıyla seriye bağlamıştır.

oyun tarihinin en karizmatik karakteri

serious sam.

kktc yi anavatana bağlamak

bokumuzu çöpümüzü kıbrısa karıştırmayalım bari.

mehmet topal

iyi bir fenerbahçeli, topalı da seven birisi olaraktan yapılan anlaşma komik geldi. yanılmıyorsam 4 yıllığına 40 küsür milyon liralık bir anlaşmadan bahsediyoruz. bu verilen paraları nerelerden türediğini artık geçtim, bu paralar futbolculara niçin veriliyor?

türk futbolu

birkaç kulüp dışında altyapımız yok, stadlar boş, hakemler kötü, taraftar kötü, paso bir hır gür var, başarı yok. bence kulüp başarısı salınıp, milli takım başarısına odaklanılmalı. nasıl olacak derseniz, yıldız takımdan başlayıp gurbetçi bebelerle anadolu bebelerinden yetenekli olanları ile karmalar yapıp, düzenli kamplara alarak, bu çocukları beraber büyütüp a milli seviyeye getirerek. bu bir alternatif. belçika, hollanda benzeri bir sistem diyelim buna. ikincisi ise almanyanın başardığı, çinin ve amerikanın başarma yolunda ilerlediği bir şekilde, devlet eliyle, uzman hocalarla, teknolojinin yardımıyla,, ligin dünyaya pazarlanmasıyla, takımlara yatırımcı bulunmasıyla alt yapıdan yeni jenerasyonlar çıkartılması, oyuncuların devşirilmesi vs. bu ikisi de olmazsa hırsımızı iddiamızı kenara bırakalım. kulüp bazında hedefleri direk siktir ettim dikkatinizi çekerim. çünkü hem bir şey beceremeyeceğimiz belli hem de ben böyle kulüpler istemiyorum. dediğim koşullarda başarı gelmezse, liglerde küçülmeye gidilsin, bütçeler onda birine insin, sırf top sektirebiliyo diye binlerce yetim hakkı yiyen adamlar ortadan kalksın, eskisi gibi kendi içimizde oynadığımız, dolu stadlarda, güzel takımlarla götürdüğümüz liglerimiz gelsin.

en zekice tasarlanmıs dizi

sherlock, true detective, the wire

türkiyede islamiyet

yüzde 99 müslüman kağıt üzerindedir. dönmeler, ateistler, deistler vs çıkartıldığında bu sayı oldukça azalmaktadır. kalan müslümanım diye geçinen kitlenin büyük çoğunluğu mahalle baskısından, ekonomik çıkarlardan, beyin yıkamalardan vs dolayı ayak yapmaktadır. bunlar da çıkartıldığında elde kalan kitle oldukça küçülmektedir. bu küçük kitleden de kuranı baştan sona okuyanlar, gerçekten anlayanlar ve anladıklarını uygulayalanlar 80 milyonluk ülke nüfusunda pek bir şey ifade etmemektedir.

yunan hayrani turkler

her şeyiyle dört dörtlük bir kitle olduğundan tapmak gerekir aslında.

türkiye deki dizilerin bölümlerinin 2 saat olması

setlerde bulunmuş veya çalışmış biri varsa anlatabilir mi? nasıl oluyor bu durum? bir ekip nasıl oturup bir sezonda ikişer saatten elli bölümlük dizi çıkartabiliyor?

game of thrones izlemeyen insan

ondan önce izlemesi gereken çok daha kaliteli diziler olan insandır. ama game of thronesu izlemeyip, yayında olan sik sok bir türk popüler kültür dizisini de izlemeyiversin.

erkeklerden kızlara tavsiyeler

gülün ve güldürün.

intiharı düşünmek

sabahlamak, gece geç saatlere kalmak, kişiyi yorar, uyku düzenine bozar, gecenin sessizliği beraberinde yalnızlığın fark edilmesini getirir, kişi yorgun beyniyle kendisiyle yüzleşmeye çalışıp, yanlış sonuçlar çıkartır, bu depresif hal de kişiyi intiharı düşünen, intihara meyilli bir hale getirir. erken yatalım arkadaşlar, zinde olalım.

fakir ama yakışıklı

başarısız bir trolldür.

sevan nişanyan

sözlüğümüzün toplamından daha eğitimli, görmüş geçirmiş, 12 dil bilen bir adamdır. az biraz delidir, bu da beraberinde "deli cesareti" dediğimiz durumu getirmiş ve türkiyede hakkında ağız aralamanın bile lince maruz kaldığı, islam, peygamber, atatürk, cumhuriyet gibi konularda kendi düşünceleri doğrultusunda çok sert yorumlar yapmış, eleştiriler getirmiştir. görüşlerini beğen beğenme, milliyetçi damarın kabardığında ermeniliğinden, islam damarın kabardığında ateistliğinden dem vur ama bu adamı kesinlikle küçümseme, parlak, renkli bir kişilik olduğunu unutma. umarım en yakın zamanda cezası kaldırılır.
not: zamanında karısının kafasına dışkısını döktüğüne dair bir haber çıkmıştı. bildiğim kadarıyla o hikaye şu şekilde gelişmiştir. şirince köyünde beraber yaşadıkları dönemde, karısının köylü ahali hakkında bok, kaka lafları üzerine dellenmiş, kavanoza sıçıp "al sana bok" diye masaya koymuştur. kanımca, zararsız ve oldukça komik bir harekettir.

o silahları pkk ya rusya verdi

pkknın eline geçine rus silahları bence şöyle bir rota izledi: rusya-esad-öso-ışid-ypg-pkk. rus üretimi ağır silahlar kullanmaya başladı pkk. ellerine doğrudan türkiyeye karşı bir koz olarak verildiğini pek zannetmiyorum.

türkiye nin şu anki durumunu en iyi anlatan cümle

what is dead may never die.

camel black

bir başka paket sonunda boğaz parçalayan camel sigarası.

kahvaltı diye mısır gevreği koyan amerikalı anne

genci kalkıp kendi kahvaltısını hazırlaması gerek. amerikada 18 yaşında çocuklar evlerini terk edip başka bir şehre göçmüş oluyor. iş buluyor, okurken çalışıyorlar, hayata kendileri adapte oluyorlar. babaları ilk arabalarını almıyor, borçlana borçlana ilk arabalarını kendileri almış oluyorlar. ilerleyen yıllarda evlerini de keza. böylece amerikan rüyamız gerçekleşiyor, çarklar dönüyor. bu ayrı bir hikayenin konusu tabi. esas demek istediğim, tamam analarımız bizi muhteşem besliyor, en ufak maddi manevi yaramızı sarmak için seferber oluyor, bizimle yatıp kalkıyorlar ama hal böyle olunca 23 yaşında, eli sikinde, bir baltaya sap olamamış adamlar türüyor ülkemizde.